top of page
Bugün Teleütler Ortodoks Hristiyanlarıdır. Tarihsel zamanlarda Şamanizme inanıyorlardı. Günlük yaşamda Şamanizmin izlerini taşıyan pek çok inanış bulunmaktadır. Ancak 19. yüzyıldan itibaren özellikle Çarlık Rusyası döneminde bölgede yürütülen misyonerlik faaliyetleri nedeniyle Teleüt halkının büyük bir kısmı Hristiyanlığa geçmiştir. Altay Misyoner Komitesinin bu konuda özellikle Gorno Altaysk‟te yürüttüğü çalışmalar etkili oldu. Baçat bölgesinden göç eden Teleütler komite tarafından inşa edilen evlere yerleştiler ve misyon okullarında eğitim gördüler (Crystal 2007: 33).
Radloff‟un 19. yüzyılın ikinci yarısında bölgede yaptığı saha araştırmasında dikkat çeken faktörlerden biri Teleütlerin vaftiz korkusuydu (Radloff 1956: 342). Radloff, bu tür söylentilerin bölgedeki papazlar tarafından çıkarıldığını ve bunların Hristiyanlığın bölgede yayılmasını olumsuz etkilediğini söyledi. Ancak ilerleyen dönemde bölgede yürütülen faaliyetler sonuç verecek ve 20. yüzyıla gelindiğinde Teleütlerin büyük bir kısmı Hristiyanlığa geçecekti. 1877 yılında Teleütlerin Ruslarla birlikte yaşadığı birçok köyde (Babanakova, Kutunovsk, Sergeyev vb.) ahşap şapel inşa edilmiştir. Yine 1877 yılında Teleütlerin yoğun olarak yaşadığı Çeluhoyevo köyünde ilk Teleüt kilisesi yapılmış ve bu kiliseye bağlı bir okul eğitim faaliyetlerine başlamıştır. 1889 yılına gelindiğinde Baçat Teleütleri arasında Ortodoksluğu henüz kabul etmeyen yalnızca 703 kişi kalmıştır (Funk vd., 2006: 225). 1889 nüfus verilerine göre Teleüt halkının sayısı 4. 000 civarındadır.
Teleüt halkının az bir kısmının hâlâ Şamanizme inandığı söylenebilir. 19. yüzyılda gerçekleştirilen kapsamlı dinȋ misyonerlik çalışmaları sonucunda günümüzün Teleütlerin hayata bakış açısının, aile geleneklerinin ve sosyal yaşamın pek çok unsuru Ortodoks Hristiyan inancına göre şekillenmektedir. 20. yüzyıla gelindiğinde Teleütlerin evlerinde ikonlar vardı ve insanlar haç taşımaya başladı. Altay bölgesinin ilk romanı "Çöbölköptün Jürümü"nün yazarı Chevalkov ve ressam Çoros Gurkin de var. Çarlık Rusyası‟nın yerini Sovyetler Birliği‟nin almasıyla, tüm Sovyetlerde olduğu gibi Teleütler arasında da Ateizm yaygınlaştı. Çeluhoevo‟daki aktif kiliseler kapatıldı. Sovyet Dönemi‟nde hem Hristiyan hem de Şamanist unsurlar çeşitli baskılara maruz kaldı.
1910 yılında Çeluhoevo ve Şanda köylerinde 5 şaman bulunurken, 1912 yılında sadece 3 şaman kaldı. 1930‟lara gelindiğinde Teleütler arasında hiç şamanın kalmadığı keşfedildi. Son şaman 1929 yılında öldü (Dırenkova 2014: 9). Bu inanç sistemine mensup çok az kişi, şifa ve diğer ihtiyaçlar için diğer bölgelerdeki Teleüt şamanlarına gitmektedir. Bu şamanlar Altay Krayı‟nın Zalinsk bölgesindeki Kızılulus ve Taraba köylerinde yaşamaktadırlar. (Batyanova 2007: 180). Etnografya çalışmaları Hristiyan takvimine ve inanışına göre kutlanan Noel „Kölödö‟, Apukurya „Çalğayaq‟, Paskalya „Qurtos‟, Vaftiz „Mıltıq‟, Beşaret „Qolqolu payram ya da Tutmaştu‟ gibi bayram ve törenler kutlanmaya başlanmıştır (Funk vd., 2006: 225). Kiliseye bağlı olarak eğitim veren okullarda Teleütçe eğitim verilmiştir. Funk vd.‟nin (2006: 225) verdiği rakamlara göre 1915 yılında bu okulda eğitim gören 133 öğrencinin bulunması eğitim faaliyetlerinin yoğunluğu hakkında bir fikir vermektedir. İlk Hristiyanlaştırılanlar arasında bir Teleüt olan ve ancak Teleütler arasında Ortodoks gelenekler yine de devam ettirilmeye çalışılmıştır.
Batyanova‟ya (2007: 181) göre, Sovyet Dönemi‟nde Bekovo‟da meydana gelen din karşıtı eylemlere rağmen Ortodokslar hâlâ geleneklerini ve bazı Şaman inançlarını korumuşlardır. Örneğin Teleütlerin "ulusal bayram" olarak tanımladığı Ortodoks takvimine göre kutlanan bayram, her yıl düzenli olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Aynı şekilde 1960‟lı ve 1970‟li yıllarda yerel yönetimler Şaman inanışlarına özgü ritüeller üzerinde çeşitli baskılar uygulamıştır. Sovyetler Birliği‟nin çöküşünden sonra Neo-Şamanizm, Güney Sibirya‟nın Altay Dağları, Tuva, Hakasya ve Buryatya‟da yeniden canlandı, ancak Teleütler arasında diğerleri arasında oynadığı rolün aynısını oynamadı. Genç nesil arasında çok az kişi şamanın kim olduğunu biliyor. İnsanlar yaşlılar arasında çeşitli gelenekleri sürdürmeye çalışıyorlar. Örneğin bazı yaşlı Teleüt kadınları, kız tarafını kötü ruhlardan koruduğuna inanılan, emegender "yaşlı hanımlar" adı verilen oyuncak bebekleri ve kuklaları hâlâ evlerinde bulunduruyor. Kuklalar 10 ila 15 santimetre boyundadır, sayıları 12 veya 14‟tür ve Ortodoks takvimine göre farklı zamanlarda saçlarıyla beslenirler. Bu gelenek günümüzde de devam etmektedir (Funk 2012: 31 40).
Günümüzde çok az sayıda Teleüt insanı, Teleüt kabilesine göre evlerin bahçelerine farklı sayıda kayın ağacı yerleştirmeye dayalı Somdor geleneğini hala sürdürmektedir. Bu, Şamanizme özgü geleneklerden biridir ve evi koruyabileceği kabul edilir. Her kayın dalı Temirhan, Erkeyhan, Ordohan, Purkayhan gibi farklı bir tanrıyı temsil eder ve evin bahçesine yerleştirilir. Bu ağaçları temsil ettiğine inanılan ruhlar, en az dört, en fazla on bir adet, onların saçlarıyla beslenir. Ancak Somdor geleneğinde Ortodoksluk ve Şamanizm iç içe geçmiş durumdadır. Emegender uygulamasında Ortodoks takvimindeki Katarsis ve Pentikost dönemi bu duruma örnek olarak verilebilir (Funk 2012: 13-30).
bottom of page